“Parmaklıklar Ardında” dizisinde bir balıkçı kızı canlandıran Beste Bereket, “Balık tutma fikri bana uzak geliyordu, ‘Onu nasıl tutup öldürebilirim’ diyordum. Son bir yıldır arkadaşlarımla birlikte balık tutma sefası yaptım. İçimdeki canavar uyandı” diyor.
Çekimleri Sinop’ta gerçekleştirilen “Parmaklıklar Ardında” dizisinde son dönemde balıkçı kız rolünde izlediğimiz Beste Bereket kısa süre önce “Sürmanşet” adlı tiyatro oyununda Dolunay Soysert’le öpüşme sahnesiyle gündeme gelmişti. Oyun öncesi bir araya geldiğimiz Bereket ile projelerini konuştuk.
“Parmaklıklar Ardında” dizisine nasıl başladınız?
Yapımcı Ayşe Durukan ve senaristimiz Feride Çiçekoğlu’yla ilk görüştüğümde belirgin bir senaryo üzerinde konuşmamıştık. Onlarla bir araya geldiğimizde diziye yeni bir rol katmak istediklerini söylediler sonra dizide balıkçı bir kız olmasına karar verildi. Bu işe inanarak ve güvenerek girdim. Canlandırdığım Hilal karakterinin babası balıkçılık yaparken denizde ölmüş ve babasının işine sahip çıkarak kardeşlerini İstanbul’da okutuyor. Hayatta kalabilmek için fedakârlık yaparak çalışmaya başlamış.
Bir balıkçıyı canlandırıyorsunuz, bu anlamda bir deneyiminiz var mı?
Orada gerçek balıkçılarla çekim yapıyoruz. Balıkçılar neyi nasıl yapmamız gerektiğini anlatıyorlar ve yapmaya çalışıyoruz. Küçük teknemde balık satıyorum. Büyük teknede ise balık avlıyorum. Balık ağlarını çekip kasaları taşıyoruz. Onları taşımak biraz zorluyor ama hepsine idman gözüyle bakıyorum. Orada soğuk dışında bir zorluğumuz yok.
Hapishanenin içi dışarıdan daha soğukmuş. Orada da insanüstü güçlerde çalışılıyor. Bir süre balık tutma fikri bana uzak geliyordu.
Çünkü “Bu hayvanı nasıl tutup öldürebilirdim” tarzında saçma bir trip vardı. Son bir yıldır Arnavutköy’de sevdiğim arkadaşlarımla birlikte geceleri balık tutma sefası yaptım ve çok keyifliydi. Oltayla birlikte içimdeki canavar uyandı.
Yalnız bir karakteri canlandırıyorsunuz, siz yalnızlıktan korkar mısınız?
Hiç korkmam. Tam tersi çok severim. Dinlenmek ve kendi kafamın içindekilerle baş başa kalmayı seviyorum. Aklımın içinden geçen şeylerden kaçmıyorum. Bir insan yalnız kalamıyorsa birisiyle birlikte de olamaz gibi geliyor. Kendine tahammül edemeyen ve kendi içine bakamayan insan yanındakini görüp onun kıymetini bilemez. Burada sadece kadın erkek ilişkisinden bahsetmiyorum. Yalnız kalabilmek çok önemli bir şey… Çevrende seni sevecek kimse olmayıp da yalnız ve bitmiş bir hayattan bahsetmiyorum.
Haftanın kaç günü çekim yapıyorsunuz?
Genelde pazartesi günleri Sinop’a gidiyorum ve cuma günü dönüyorum. Mart ayında bir oyun provasına daha başlayacağım. Biraz yorucu oluyor ama bana iyi geliyor. Bu beni ayakta tutuyor.
İçime sinecek bir şeyler yapmak istedim. “Sessiz Fırtına” projesi çok güzel bir işti ve altına düşecek bir iş yapmak istemedim. Erken bitti, bir şansızlık oldu. İçime sinecek işler yapmak istiyorum.
Televizyon programı düşündünüz mü?
Yeni bir prodüksiyon şirketi kurmuş olan bir arkadaşımdan bir öneri geldi. Çok farklı bir kültür sanat programı üzerinde konuştuk.
Tiyatro oyununda Dolunay Soysert’le oynadığınız öpüşme sahnesinin bu kadar dikkat çekeceğini bekliyor muydunuz?
İlk başta basına böyle bir fotoğraf verilmemişti ve oyuna gelip insanların görmesini istiyorduk. Biri oyuna gizlice girip fotoğraf çekme girişiminde bulununca yapımcımız bu kadar merak konusuysa “O zaman biz verelim” dedi ve fotoğrafları basına dağıttı. Çok şaşırmadım bu ilgiye… Her zaman iki kadının öpüşüyor olması ve bunun sahnede canlı performans olarak yapılması insanların dikkatini çekiyor olabilir.
Siz bu oyunda yer almasaydınız iki kadının öpüşmesini nasıl değerlendirirdiniz?
Daha önce de öpüşen kadınlar gördüm. Bu yüzden anormal karşılamadım. Lezbiyen kulüplerde görebiliyoruz. Bana çok tuhaf gelmiyor. Herkes hayatını kendi istediği ve kendi tercih ettiği şekilde yaşar. Kimsenin kimseyi kendi tercihlerinden dolayı eleştirme hakkı olduğu fikrini reddediyorum.
Kadınlardan ahlaksız teklif aldınız mı?
E – posta kutum bu anlamda dolu. Ahlaksız bir durum yok. İstemediğiniz bir erkeğin size yaklaşmasını nasıl refüze edebiliyorsanız, bir kadın da yaklaştığında aynı şekilde refüze ediyorum. İstemediğim bir erkek ile bir kadının yaklaşması arasında bir fark yok. İkisini de aynı kibarlıkla refüze ederim. Herkesin herkese olduğu gibi yaklaşımlar oldu.
Oyunu izleyen insanların tepkisi nasıl oldu?
Oyun izleyen insanlar çok güzel buldu. Hiçbir şekilde yargılayan ve rahatsız edici bir geri bildirimde bulunulmadı.
Konservatuvar mezunusunuz, dizilerde rol aldıktan sonra albüm teklifleri alıyor musunuz?
Konservatuvarda okudum ve operetle mezun oldum. Babam besteleri ve çok iyi müzik kulağı olan biri… Mutlaka bir albüm yapmak istiyorum. Müzik beni çok heyecanlandırıyor. Şarkı söyleme fikri bile beni çok heyecanlandırıyor. Bir gün iki şarkılık da olsa bir single çıkarmak istiyorum.
Hayatınızda biri var mı ve aşkı nasıl yaşarsınız?
Şu anda yok. İçimden gelen şeyleri yaparım. Aşkın yıpratıcılığı da besteci duygularımızın öne çıkmasını sağlıyor.
Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
Kung Fu yapıyorum, üçüncü seviyeyi geçtim. Ayrıca yağlı boya resim yapıyorum. Resim yapmak bir arınma ve rehabilitasyon gibi geliyor.
Aslı Tandoğan ve Teoman Kumbaracıbaşı ile birlikte bir seslendirme stüdyosu kurmuştunuz ve kendi filmlerinizi yapacaktınız, teğet geçtiği söylenen kriz sizi de etkiledi mi?
Kriz orayı da etkiledi. Kendi filmlerimizi yapmak için yola çıkmıştık ama önce belimizi doğrultmamız gerekiyor.