Nostradamus, ilk bilgileri dedesinden öğrenmiştir. Yunanca, Latince, İbranice ve Copernicus teorilerini içeren astronomi-astroloji bilgileriyle büyümüştür. Avignon ve Montpellier üniversitelerinde eğitim almış ve tıp alanında uzmanlaşarak doktor olmuş, kariyer yapmak yerine sokak sokak dolaşarak hastaları tedavi etmiştir. O sıralarda yaygın olan veba hastalığı üzerinde alışılmamış yöntemler kullanarak adını duyurmuştur.
Nostradamus, yaşadığı dönemde doktor olarak adını duyurduğu gibi, parfüm ve reçelleriyle de ün kazanmış biridir fakat asıl şöhretini kehanetleriyle elde etmiştir. Kehanetlerinin bir kısmı daha yaşadığı dönemlerde gerçekleşen Nostradamus, özellikle Kraliçe Catherine de Medicisi için özel incelemeler yapar. Üstelik kraliyet ailesinin kötü bile olsa geleceğiyle ilgili söyledikleri ön gördüğü biçimde aynen gerçekleşir. Bunun üzerine Kraliçe tarafından ödüllendirilir. Böylece daha yaşarken hem büyük bir ün hem de servet kazanır.
Nostradamus, kendi ölümünü de 141. kehanet olarak şöyle yazar;
‘‘Kralın armağanını aldıktan sonra / Bir saray dönüşü, verecek son soluğunu / En sevgili dostları, yakınları yatağının / Ve sedirin başında, ölmüş bulacaklar onu.’’
Gut romatizması ve su toplaması nedeniyle durumu ağırlaşan Nostradamus, 1 Temmuz 1566 gecesi kendisine “İyi geceler” diyen bir papaza şu cevabı verir: “Bu son gecem. Sabaha ölmüş olacağım.”
Ölümünden bir gece önce papaza söylediği gibi aynı biçimde 1 Temmuz 1566 gecesi 62 yaşındayken ölür.
21. Yüzyıl: Kova Çağı
‘‘İlahi eylem yeri ve göğü içeren maddeyi verecek,
Mistik eyleme okült altın akacak.
Vücut, ruh ve zihin hepsi birden güçlüdür.
Herşey gökyüzündeki taht gibi ayaklarının altındadır.’’
Bu dörtlüğün yorumunu ayrıntılarıyla yapmaya kalkarsak küçük bir kitap olabilir. Ancak, kısaca Kova Çağı’nın bütün özelliklerini sembolik bir ifadeyle anlatıyor, diyebiliriz. Yani eski bilgilerin bütün olarak değişmesi, Balık Çağı’nın kör inançları döneminin tamamen kapanıp bilimsel bir bakış açısının hakim olması sözkonusu. Bu demektir ki, köklü ve büyük değişimler dönemine giriyoruz. 2000, Balık Çağı’nın yani kör inançların bittiği tarih. Ancak, 1950-2050 arası Balık-Kova Çağlarının içiçe geçtiği bir dönem. Bu da şu anda büyük bir kaos içinde olduğumuzu ancak 2050’den itibaren bilimin altın çağını yaşamaya başlayacağımızı gösteriyor.