Eleştiri: Ebru Altın
Farzedin ki bulunduğunuz yer şu an göz gözü görmeyecek şekilde zifiri karanlık. Ne yaparsınız? Aslında cevap basit. Büyük ihtimalle enteresan hareketler yaparak, varmak istediğiniz noktaya ulaşana kadar çeşitli badireler atlatmakla meşgul olursunuz. Daha doğrusu oluruz.
Aslında hepsinin sonunda aydınlığa çıkmamızı kolaylaştıracak bir mum ve kibrit bulma ihtiyacı vardır. Ancak amacımız belli olmuş olmasına rağmen biz ne yaparız? Kah korkar yerimize mıhlanmışcasına çakılır, kah ise bozulan sinirlerimize yenik düşüp kahkahalara boğuluruz. Amaç malum… Korkumuzu bastırmak! Tabii bu aşamada el yordamıyla alakasız yerlere dokunup, yön bulmamız veya karşımızda o an için var olmayan insanlara laf anlatmaya çalışmamızda cabasıdır…
Tüm bu deli saçmalığını bir cümle içerisinde kullanacak olsak en uygun cümle herhalde olsa olsa birçoğumuz tarafından “Karanlıkta Komedi” şeklinde özetlenirdi. Evet, evet yanlış duymadınız. “Karanlıkta Komedi” yaşarız.
İşte o anlarda sergilediğimiz davranışlarımız nelermişten yola çıkarak kendimi dün akşam Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sergilenen “Karanlıkta Komedi” isimli tek perdelik oyunda buldum.
Karanlıkta Komedi, karanlık – aydınlık zıtlığına dayandırılarak bir heykeltıraşın, nişanlısının babasını etkilemeye çalışması ve eski kız arkadaşı arasında gelişen olaylar zincirinden oluşan modern bir durum komedisinden ibaret bir oyun.
Heykeltıraş Brindsley, Carol ile nişanlıdır. Brindsley, Carol’un babası eski kafalı emekli Albay Melkett’i etkilemeye çalışmaktadır. Aynı akşam heykellerini satın almak isteyen bir milyonerde Brindsley’in kapısını çalar. Ama bu da yetmez ve Brindsley’in eski sevgilisi Clea’da çıkagelir.
Olaylar bu kadarla da sınırlı değildir elbette. Eşcinsel kapı komşusunun eşyalarını izinsiz bir şekilde almıştır ve kapı komşusunun beklenen tarihten önce gelmesiyle büyük bir telaşta böylelikle başlamış olur. Bir taraftan alınan eşyaların tekrar yerine konma süreci, diğer taraftan ise sigortaların atmasıyla ortaya çıkan karmaşa, ışıkların zıtlığıyla seyirciye sunulur.
Doğrusunu söylemek gerekirse Serdar Biliş’in sahneye koyduğu Karanlıkta Komedi, senkronizasyon açısından da gayet başarılı bir tablo ortaya koyuyor. Nitekim klişeleşmiş yanlış anlaşılmalar silsilesiyle geçen bir buçuk saatlik sürede, yönetmen ve oyuncuların sergiledikleri başarılı performans karşısında seyircilerde büyük bir keyif alarak, oyuna kanalize oluyorlar. Sonuç ise elbette seyircinin büyük bir tatmin duygusu şeklinde gelişiveriyor.
Barış Falay, Erdem Irmak, İrem Kahyaoğlu, Işık Öztorun, Çağrı Mengüç, Senem Akman ve Cemal Ardıç ise tebrikleri hak eden bir performans göstererek, Karanlıkta Komedi oyununu başarıyla tamamlıyorlar. Bize ise avuçlarımız patlayana kadar bu müthiş oyunu alkışlamak düşüyor.
1960’lar Londrası’nın çalkantılı günlerinde geçen son derece basit bir düşünce üzerine kurulmuş bu spesifik oyunu kaçırmamanız dileğiyle…