Tüm hayatınızı tek bir günde değiştirebilir misiniz?
Monty Brogan’ın (Edward Norton) özgürlüğünün son 24 saatinde zaman hızla geriye saymaktadır. 24 saatlik süre bittiğinde yedi yıl yatmak üzere hapishaneye girecektir. Bir zamanlar Manhattan’ın kralı olan Monty artık alıştığı yaşama; kendisine New York’un en gösterişli kulüplerinin kapılarını açan ama aynı zamanda da en yakın dostlarına yabancılaştıran yaşama veda etmek üzeredir.
Monty özgürlüğünün son gününde eskiden tanıdığı insanlarla yeniden iletişim kurmaya çalışır. Bunların başında oğlunun uyuşturucu işine bulaşması nedeniyle her zaman sorunlar yaşayan babası (Brian Cox) vardır. Eski günlerdeki yakın arkadaşlarından ikisi olan Jacob (Philip Seymour Hoffman) ve Slaughtery (Barry Pepper) ile de buluşur.
Son gününde görüştükleri arasında kız arkadaşı Naturelle de (Rosario Dawson) vardır. Kendisini polislere ihbar edenin o olup olmadığından bile emin değildir. Monty aslında hiçbir şeyden emin değildir. Tek bildiği önündeki zamanın hızla azaldığı ve yapması gereken tercihler olduğudur.
“Summer of Sam”, “Do the Right Thing” ve “Malcolm X”in ünlü yönetmeni Spike Lee, son çalışması “25th Hour”da hayatında yaptığı hatalara dair günah çıkartmaya çalışan ama bunu yaparken de hayatın kendisini bu noktaya nasıl getirdiğinden emin olamayan bir uyuşturucu satıcısının özgürlüğünün son 24 saatlik dilimine ışık tutuluyor.
Touchstone Pictures’ın sunduğu “25th Hour”un yönetmenliğini Spike Lee üstlendi. Yapımcılığını Tobey Maguire, Julia Chasman, Spike Lee ve John Kilik’in üstlendiği filmin senaryosunu, kendi kalema aldığı romanından yola çıkarak David Benioff yazdı. Başrollerinde Edward Norton, Philip Seymour Hoffman, Barry Pepper, Rosaria Dawson, Anna Paquin ve Brian Cox kamera karşısına geçti.
Konusunun tamamı 24 saatlik periyod içinde geçen bir film yapma fikri, aklında Spike Lee’nin yabancısı değil. Daha önce Oscar ödülüne aday gösterildiği “Do the Right Thing” adlı filmdeki senaryo çalışmasında tek günde geçen öykü formatını keşfe çıkan ünlü yönetmen, yeni projesinde bu eğilimini daha da geliştirip genişletme arayışına girdi.
“25th Hour” projesinin çıkış noktasında David Benioff’un 2001 yılında yayınlanan aynı adlı kitabı yer aldı. Industry Entertainment ve Tobey Maguire, Benioff’un kitabının film haklarını daha piyasaya çıkışından önce opsiyonladılar. Yapımcı Julia Chasman ve Prodüksiyon Amiri Nick Wechsler, eldeki materyali öyle çok sevdiler ki, senaryonun uyarlanması konusunda şansı kitabın yazarının kendisine vermekte bir an bile tereddüt etmediler.
Filmin ana karakterinin Monty Brogan adında sabıkalı bir uyuşturucu satıcısı olması, Spike Lee’nin çok fazla umurunda olmadı. Oscar adaylığı almış genç aktör Edward Norton’un portresini çizdiği bu karakter için şunları söylüyor: “Yöneteceğim filmleri seçerken karakterlerin sempatik olup olmadığını temel almam. Monty Brogan bir uyuşturucu satıcısı ve insanlar onu sempatik bulmayacak. Ancak çoğu zaman en iyi öyküye sahip filmlerde hiç de hoş olmayan karakterlerin başrolde olduğunu görürsünüz. Projelerimi seçerken aldığım ölçü budur. Bana ilginç gelen öyküleri seçerim.”
Filmde uyuşturucu satıcısı Monty Brogan rolünde oynayan Edward Norton’un bu konudaki düşüncesi ise şöyle: “Bir filmin potansiyelini değerlendirirken o filmde canlardıracağınız karakteri temel alarak yargılayamazsınız. Bunu yaparken de kendi yaşamınızdaki davranış tercihlerinizi bir yana bırakmak zorundasınız. Aksi takdirde asla oyuncu olamazsınız. Monty bir uyuşturucu satısı ama öyle olması onun kötü bir insan olmasını gerektirmez. Ailesi ve arkadaş çevresi açısından karmaşık bir yapı var. Birbirlerine karşı karışık duygular besliyorlar. Bu durum, yapılan tercihlerde de sözkonusu. Bence senaryonun en gerçekçi yanı buydu ki, böylesine ender rastlanır.”
Karakter Ağırlıklı Bir Film
Karakter ağırlıklı bir film yapma fikri Spike Lee’ye de cazip geldi. Filmde Monty Brogan’ın kendisi kadar onu çevreleyen karakterlerin de öyküsü anlatılacaktı. Yönetmen Spike Lee bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: “Sadece Monty karakteriyle değil, onun çevresindeki insanlarla da ilgilendim. Arkadaşlarının 24 saat içinde hapishaneye gidecek olması gerçeği karşısında onların da işi kolay değil. Onların yerinde siz olsanız bu durumdaki bir insana neler söylerdiniz? Son 24 saatinde ona nasıl davranırdınız? Bu konudan söz eder miydiniz? Yoksa sadece `Hadi içelim ve bugünün tadını çıkaralım’ mı derdiniz?”
“Bu filmde insanların çok yakından bildiği temalar araştırılıyor” diyen Edward Norton ise sözlerine şöyle devam ediyor: “Hepimizin geçmişinde çeşitli arkadaşlarımız olmuştur. Ancak bunların bazılarıyla eskiden olan güçlü bağlarımız zaman içinde eriyip gitmiştir. Hatta bazen uzun zamandır tanıdığınız bir arkadaşınıza, `Eğer seninle şimdi tanışmış olsaydım arkadaş olamazdık’ dediğiniz bile olmuştur. Güçlü iletişim yok olmuştur. Artık sizi bağlayan tek şey ortak geçmişinizdir. Senaryoda dostlukların çözülme biçimleri; iyice belirginleştiği halde ifade edilmediği için hızla büyüyen küskünlüklere rağmen geçmişteki dostluklara yapılan ziyaretler ve insanların farkında bile olmadan birbirlerinden nasıl uzaklaşabildiği gibi konular üzerinde durulduğunu görüyoruz.”
“25th Hour”da Monty’nin çok eski arkadaşı Slaughtery rolünü üstlenen Barry Pepper ise, filmde çalkantılı ilişkilere değinildiğini kabul ederek bunların nefret değil, sevgi kaynaklı olduğunu vurguluyor ve şunları söylüyor: “Bunlar arkadaşlarımızla ilgili temel duygularımızdır. Arkadaşlarımızın sahip olduğu şeylere duyduğumuz kıskançlık ya da istek gibi duygulara her ilişkide rastlanır. Film boyunca çok sayıda çalkantılı duygu olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak ben yine de bu tür duyguları tanımlamada nefret sözcüğünün maksadını aşan bir sözcük olduğunu düşünüyorum. Burada da sevgi temasının ağırlıklı olarak işlendiğini görüyoruz. Çünkü filmde kahramanlarımız bir zamanlar yaptıkları tercihlerin çok farklı olmasına rağmen birbirlerini kardeş gibi sevdiklerinin farkına varıyor; herşeyin çocukluk yıllarındaki gibi güzel olmasını arzu ediyorlar.”
25. Saat
Yönetmen: Spike Lee
Oyuncular: Edward Norton, Philip Seymour Hoffman, Rosario Dawson, Barry Pepper, Misha Kuznetsov, Anna Paquin, Tony Devon
Senaryo: David Benioff
Prodüksiyon Tasarımı: James Chinlund
Görüntü Yönetmeni: Rodrigo Prieto
Kostüm Tasarımı: Sandra Hernandez
Set Dekorasyonu: Ondine Karady
Sanat Yönetmeni: Nicholas Lundy
Makyaj Tasarımı: Mary Cooke, Matthew W. Mungle
Müzik: Terence Blanchard
Yapım Stüdyosu: Touchstone Pictures
Türkiye Dağıtımı: UIP Filmcilik
Gösterim Tarihi: 30 Mayıs 2003