Usta yönetmen Lars von Trier’in en yeni çalışması “Antichrist” Türkiye sinemalarında “Deccal” adıyla gösterime girdi. Filmde, umutsuzca acı çeken evli bir çiftin, orman içinde “Cennet” i andıran, herşeyden uzak evlerine çekilmesi; kırık kalplerini ve problemli evliliklerini tamir etmek için çaba göstermesi; ancak doğanın olaylara yol vermesi sonucunda herşeyin daha kötü olması anlatılıyor. Özen Film dağıtımıyla gösterime giren filmde sadece iki oyuncu yer yer alıyor: Willem Dafoe ve Charlotte Gainsbourg…
Danimarka’da yaşamını sürdüren Lars von Trier, “Deccal”i neden yazdığını, hangi düşüncelerden yola çıktığını şu sözlerle anlattı: İki yıl kadar once ağır bir depresyona girdim. Bu benim için yepyeni bir deneyimdi. Herşey gözümde değersiz ve önemsizdi. Çalışamıyordum. Altı ay sonra yalnızca egzersiz olsun diye bir senaryo yazmaya başladım. Bu benim için bir çeşit terapi olacaktı , aynı zamanda da yeniden film yapıp yapamayacağımı test ediyordum kendi kendime..
Senaryo, büyük ilgi görmeden yazıldı ve filme alındı. Fiziksel ve entellektüel kapasitemin yarısını kullandım. Senaryoyu yazma süreci çalışma metodlarımın doğrultusunda olmadı. Sebepsiz sahneler ekledim. Görüntülerde mantıktan ve dramatic düşünce yöntemlerinden esinlenilmedi. Bir çoğu o dönemde ya da hayatımın daha önceki dönemlerinde gördüğüm rüyalardan kaynaklanıyordu.
Bir kez daha konu “Doğa” ydı, fakat bu kez daha öncekilerden farklı ve daha kişisel ve direkt bir şekilde anlatıldı. Gençken Strindberg okurdum. Paris’e gitmeden önce yazdıklarını, büyük bir beğeni ve iştahla, simyacı olmadan önceki notlarını okurdum. O dönemini, cehennem krizi olarak adlandırırdı. “Antichrist” de benim “Cehennem Krizi”mdi. Strindberg’e olan eğilimim bu filmde ortaya çıkmıştı. Hiç bir durumda Antichrist için bir özrüm yok. Aksine, sinemaya olan inancım bu filmle ortaya çıkıyor. Ve bu filmi kariyerimin en önemli filmi olarak görüyorum.