Şule Yüksel Şenler’in aynı adlı romanından ekrana uyarlanan Huzur Sokağı dizisi, konusu kadar oyuncularının başarısıyla da adından söz ettiriyor. Dizide Ülker karakterini eski Türkiye güzellerinden Feyza Çıpa canlandırıyor. Moda dünyasından oyunculuğa transfer olan Çıpa, oyunculukta başarılı bir kariyer çizgisine sahip olmayı hedefliyor.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Çocukken bir çizgi film karakteri olmayı istiyordum. İzlediğim tüm çizgi filmlerde sevdiğim karakteri canlandırmayı hayal ederdim. Büyüdüğümde, bu işin sandığımdan çok daha zor olduğunu anladım. Miss Turkey yarışmasında aldığım derece bana çok sayıda teklif gelmesini sağlasa da, ben kendimi yeterli görmüyordum.
Önce çok iyi hocalardan dersler aldım. Kendimi hazır hissettiğimde de Baba Ocağı dizisiyle oyunculuğa ilk adımımı attım. O çok başarılı bir işti. Oldukça uzun sürdü. Benim için asıl oyunculuk okulu, o dizinin setiydi diyebilirim.
Oyuncu olmasaydınız ne iş yapıyor olurdunuz?
Modaya olan merakımdan dolayı karakterlerin nasıl giyineceğine karar veren kostüm ekibinde çalışabilirdim.
Yurtdışına oyunculuk eğitimi için gittiğiniz sırada Huzur Sokağı teklifi gelmiş, bu nasıl oldu?
Doğru. Son dizi projem tahmin edilenden daha kısa sürünce kendime 6 aylık bir dinlenme ve yenilenme dönemi tasarlamıştım. Bu sürede Los Angeles’ta kalıp hem eğitim alacaktım, hem de oradaki bazı cast ajanslarıyla görüşmelerim olacaktı. Ama Los Angeles’a vardıktan üç gün sonra bana Huzur Sokağı’nın senaryosunu gönderdiler.
Kitabı da önceden duymuştum. Projenin çok iyi uzun soluklu bir iş olacağına inandım. Bavulların büyük bir kısmını açmadan apar topar geri döndüm. Dizinin başarısını görünce, geri dönmekle ne kadar doğru bir karar verdiğime seviniyorum.
Ülker dizide aşık olacak mı?
Romana bakarsak olacak. Ama roman uyarlaması dizilerde bazen senaryo başka yöne gidebiliyor. Şu anda bu sorunun cevabını bir tek senaryo yazarımız biliyor. Ama ben şu ana kadar yayınlanan bölümlerde zaten Huzur Sokağı’nda sahaf dükkanı olan Necati karakterine platonik aşık durumdayım. Asıl mesele Necati’nin de bana aşık olup olmaması…
Oynadığınız karakterle aranızda ortak özellikler var mı?
Bazen gerçek Feyza’dan kesip Ülker’e kopyaladığım şeyler oluyor. Mesela ben çok hızlı konuşurum. Farkında olmadan Ülker’in de çok hızlı konuştuğu zamanlar oluyor.
Oyunculukta kurallarınız var mı?
Kuralları projenin ruhu ve oynadığınız karakter belirler. TV dizilerinde kuralları kanal ve RTÜK belirlemiş zaten… Ama tiyatro ve sinema için bütün kurallar projeye göre belirlenir. Ben inandığım ve sevdiğim karakterin senaryo gereği yapması gereken şeyleri yapabilirim.
Mesleğinizde kendinizi nerede görüyorsunuz?
“Oyunculuk kolaydır, sadece ilk 40 senesi zordur” derler. Bu nedenle kendimi bu mesleğin şu anda bayağı bir başlarında görüyorum. Önümde yürüyecek çok yolumun ve oynayacağım başka başka karakterler olması beni heyecanlandırıyor. En azından bu işi hayatımın sonuna kadar yapacağımı biliyorum.
Çocukluk hayaliniz neydi?
Şu anda çocukluk hayalimi yaşıyorum.
Son yıllarda çok sayıda dizinin yayından kalkmasını neye bağlıyorsunuz?
Diziler çok hızlı hazırlanıp ön hazırlığa pek fazla zaman harcanmadan yayına sokuluyor. İlk birkaç bölüm iyi gitse de, birçok projenin saman alevi gibi pili çabuk bitiyor. Bana göre, dizilerin erken yayından kalkmasının en birinci nedeni, ön hazırlık kısmına çok fazla zaman ayrılmaması…
Bir de, artık herkesin dilinde klişe bir şikayet haline geldi ama bölüm sürelerinin uzunluğu da hikayelerin çabuk tüketilmesine ve izleyicinin projelerden çabuk sıkılmasına neden oluyor.
Set dışında neler yapıyorsunuz?
Boş günlerimi mutlaka spor yaparak geçiriyorum ve mutlaka her boş günümde sinemaya gidiyorum. İhmal ettiğim erkek arkadaşım, annem ve kedilerimle vakit geçirip onların da gönlünü alıyorum.
Değiştirmek istediğiniz özellikleriniz var mı?
Kendiyle barışık bir insanım. Değiştiremeyeceğim şeyleri değiştirmek isteyerek kendimi üzemem. Bunları kompleks yapmam. Ama değiştirmek değil de, geliştirmek istediğim pek çok özelliğim var. Özellikle oyunculuk konusunda kendime daha çok kas ve beceri katmak istiyorum. Sahne oyuncusu olmayı çok istiyorum. Bunun için bol bol oyun senaryoları okuyup ayda birkaç kez oyun izliyorum.
Aşk sizin için ne demek?
Aşk, önce kendini sevmek, sonra o ve kendine layık gördüğün insanı sevmek, kendini ona emanet etmek demektir.
Hayvanlara karşı ilginiz nasıl?
Şu anda evimde üç kedi ve iki köpeğim var. Ayrıca oturduğum bölgedeki bütün sokak hayvanlarını elimden geldiğince beslemeye çalışıyorum. Hayvanları sevmek benim için terapi gibi birşey… Onlar beni dinlendiriyorlar, verdikleri sevgiyle beni çok mutlu ediyorlar.
Nasıl bir karaktere sahipsiniz?
Aşırı sakin bir insanımdır. Ama Arnavut kökenli olduğum için çok dikkat edilmesi gereken bir Arnavut damarım vardır. Oraya basarlarsa içimden bir canavar çıkabiliyor.
Hangi burçtansınız?
İkizler burcuyum. Burcumun özelliklerini taşırım. Ama İkizler burcunun kötü bir şöhreti vardır; bende o kadar kötü özellik yok. Evcimen bir insanım.