Kitap Eleştirisi: Ebru Altın
Büyük ya da küçük olsun insanlar yaşam döngüsü içerisinde kah bilinçli kah istemdışı ne kadar da çok beklenti içerisine giriyor değil mi? En yapmıyorum diyen insan dahi kimi zaman kendi hayatında, kimi zamanda çocuğu üzerinde yapıyor bunu…
Bu davranış ne kadar doğru tartışılır elbette. Ancak durum böyle olunca, istek ve beklentiler de otomatik olarak hayat içerisinde sürekli birbiriyle yarış yapmak durumunda kalıyor.
Şu şöyle olsun, bunu şöyle yapalım, ee hazır düşünmüşken gel oturup bir de çocuğumuzu düşleyelim falan feşmekan… Biri ısrarla kız olsun der, diğeri tam tersi erkek olsunda ne olursa olsun… Tabii düş kuruluyorsa beklentilerin devreye girmesi de kaçınılmazdır. Herkes birşey bekler, birşey ister. Ancak şartlar bunu gerçekleştirmenize ya onay verir, ya da vermez…
Balık Çorbası… Şimdi o da nereden çıktı diyorsunuz değil mi? Aslında tüm bu satırları kurduran bana, biraz da bu kitap oldu diyebilirim. Bilimkurgu kitaplarını en iyi şekilde kaleme alan Ursula K. Le Guin’in sihirli kaleminden yazıya dökülen bu kitabı bana Elma Yayınevi’nden Gül Hanım dün gönderdi. Tabii okunmak üzere sırasını bekleyen diğer kitaplarla birlikte…
Sözkonusu bir kitap olunca doğal olarak dayanamadım ve sayfaların arasında seyr-ü sefa yaparken buldum kendimi. Bir de baktım ki hemencecik bitivermiş. Doyamadım, tekrar okudum.
Derelerin tepelerin var olduğu tamamen pastoral olarak nitelendirilebilecek bir ortam. Ortama konuk olanlar ise düşünen adam ve yazan kadın. Biri Mohalı diğeri ise Maholu…
Adam düşünmekten, kadın ise yazdığı kitapları ciltlemekten yorulduğu zamanlarda, birbirlerinde buluşurlar. Sohbet ettikleri yer ise bir balık çorbası tenceresinin başı olur çoğunlukla…
Yaşamları ve hayata bakışları birbirinden çok farklı iki arkadaştır aslında onlar. Mohalı adam ne kadar titizse, Maholu kadın tam tersi bir o kadar dağınık. Adamın bahçesinde temiz bir inek varken, kadının evinde ise uçuşan kaçışan fareler ve kediler…
Sık sık biraraya gelip, balık çorbası içerlerken uçan düşüncelere de kaşık sallamayı ihmal etmezler. İşte öyle bir günde düşünen adam çocuğumuz olsun der, yazan kadına. Kadın ilk etapta oralı olmaz, savuşturuverir bu düşünceyi. Savuşturur savuşturmasına ama iki tane de çocuk belirir bir süre sonra…
Kadın balık tutmaya gönderebileceği bir erkek çocuk isterken, erkek böyle düşüncelere kapılmadan sadece bir kız ister. Erkek çocuk olta takımlarıyla şekillenirken, kız sadece bir çift ayakkabı, çorap ve kırmızı bir elbiden ibaret olur.
Düşünen adam ve yazan kadın birbirinden ne kadar farklıysa, düşünceler sonrasında ortaya çıkan çocukları da bir o kadar farklı olur. Nedir peki bu iki çocuğu birbirinden ayıran şey? Beklentiler mi yoksa başka birşey mi?
İşte böyle bir masal Balık Çorbası… 8+ ibaresi olmuş olmasına rağmen yetişkin bir insanında okuması gereken kitaplardan birisi kısacası. Okuyun, okutun… Emin olun pişman olmazsınız…
Balık Çorbası
Yayıncı: Elma Yayınevi
Yazar: Ursula K. Le Guin
Çeviren: Kemal Atakay
Resimleyen: Vicdan İleri