Sosyal Medya nedir diye sorunca herkesin aklına farklı farklı tanımlar gelir. Kimisi medyanın sosyalleşmiş halidir derken kimisi de dilimin ucuna kadar geliyor ama anlatamıyorum diyecektir. Peki, Facebook, Twitter, Google+, LinkedIn, YouTube nedir diye soracak olsak, alacağımız cevaplar daha net olur: Sosyal Medyanın ta kendisi…
İsmi genellikle bu sitelerle birlikte anılan Sosyal Medya’yı en kısa yoldan açıklayacak olursak, buradaki ‘sosyal’ kelimesi, Fransızca kökenli olup toplum, topluluk anlamına gelir. Medya ise hepimizin bildiği gibi insanların olaylar ve diğer insanlarla kurduğu iletişim ortamıdır. Bu kelime aslında gazete, televizyon, dergi ve internet gibi ortamların genelini ifade eder.
İkisini birleştirdiğimiz anda karşımıza günümüzün en yaygın trendi olan Sosyal Medya çıkar ki, en kısa tanımıpyla iletişim aracının aslında toplumun kendisi olduğunu simgeler. Kişinin kendisinin ürettiği içeriği yayınladığı ve paylaştığı her türlü bilgiye Sosyal Medya ortamı diyebiliyoruz. Burada içerik üretimi, yayınlanması ve paylaşılması süreçlerinin aynı anda gerçekleştiği bir süreç sözkonusudur.
Sosyal Medyanın klasik medyadan en büyük farkı, karşılıklı bir iletişimin söz konusu olmasıdır. Tek taraflı iletişim yerine etkileşim sonucunda dünyanın yeniden şekillenmek zorunda kalması gerçeği de diyebiliriz. Kişilerin birbirleriyle, kurumların ise kişilerle doğrudan iletişim kurabildiği ve geri dönüş alabildiği geniş bir platformdur.
Geleneksel medya kavramında yer alan televizyon ekranlarında bir dizi izlediğimizde veya gazetemizi okurken buralardaki konuyla ilgili bilgiyi alırız ve kendimizce bir yorum yapabiliriz. Ancak o konuyla ilgili kendi yorumumuzu sadece sözel olarak çevremizdeki kişilerle paylaşabiliriz. Karşımızdaki kişi bizim yorumumuzu beğenir ya da beğenmez, bunu o anda sözlü olarak açıklar.
Sosyal medyada ise durum tamamen farklıdır. Bilgisayarımızdan eya cep telefonumuzdan üyesi olduğumuz Facebook, Twitter gibi platformlara giriş yaptığımız anda sıcağı sıcağına tüm yorumlarımızı paylaşabilir, resimleri hızlı teknoloji ağıyla aktarabiliriz. Böylece arkadaşlarımızın arkadaşları aracılığıyla çok daha geniş kitlere ulaşmamız mümkündür.
Sosyal Medya tüm dünyada bağımlılık yaratan, farkında olarak ya da olmayarak neredeyse tüm özel hayatımızı herkes ile paylaştığımız ve paylaşmayan kişilere normal göz ile bakılmayan bir olgu haline geldiğini kabul etmek zorundayız. Bu durumu, çevremizde sosyal medyayla hiç ilgisi olmayan yakınlarımız yadırgayabilir ama onları da ikna etmek için yapılabilecek birşey yok.
Sosyal Medya özellikle günümüzde reklamlara harcanan yüksek meblağların neredeyse en aza indirgenerek ve anında hedef kitlelere ulaşan yaygın bir ağ haline geliyor. Birçok marka sosyal ağlarda yerini alarak, takip edilmek için çeşitli yarışmalar yapıp; hediyeler dağıtıyorlar. Bu sayede hedef kitle ve potansiyel müşteriler arasında etkin, birebir iletişim köprüsü kurularak; kuruma olan güvenin, prestijin artması hedefleniyor. Müşteri memnuniyeti sağlanırken kurum imajı da güçlendiriliyor. Bunlar da Sosyal Medya olgusunun şirketler açısından artıları olarak karşımıza çıkıyor.