Türkiye sinemalarında “Sıkıysa Yakala” adıyla gösterime giren “Catch Me If You Can”in gerçek bir öyküden yola çıkalarak oluşturulan temasının Hollywood standartlarinin biraz uzağında olduğu söylenebilir. Yapımcıların gerçek bir yaşam öyküsünü seçmesinin de belli bir sebebi vardı.
Yazar: admin
Patrice Leconte’den Zevkler Sokağı
1940’lı yılların oratasında Paris’teki meşhur genelev Palais Oriental kapanmak üzeredir. Artık önemini yitiren bu binada çalışan kadınlardan biri olan Marion saf hayalleriyle yaşayıp gitmektedir. Bina çalışanlarından bir diğeri olan Louis ise sevilen yetenekli bir adamdır. Öte yandan Louis, Marion’a deliler gibi aşıktır… Ancak Marion bu aşkı göremeyecek kadar hayal aleminde, gerçekten aşık olacağı adamın düşünü kurmaktadır. Çaresiz Louis aşık olduğu kadını mutlu edebilmek için onun aşık olacağı erkeği aramaya başlar.
Fransız Sinema Filmleri – Herkes Kendi Yolunda
2. Dünya Savaşı’nın kritik günlerinin yaşandığı dönemlerde geçen Herkes Kendi Yolunda başarılı bir Fransız sinema filmi. Fransa’nın savaşı kaybetmekte olduğu ve zor günler yaşadığı 1940 yılının Haziran ayında geçen film yolları birbirleriyle kesişen insanların hayatını konu alıyor. 2. Dünya Savaşı Fransa’sını merak edenler için de ilginç görüntüler içeren film son dönem Fransız sinema filmleri arasında ön plana çıkıyor.
İtalyan İşi: Zamanın ruhuna uygun itibar ve intikam öyküsü
İngiliz sineması içerisinde kendine önemli bir yer edinmeyi başaran The Italian Job (1969), suç filmleri arasında da bir adım öne çıkan ve kült mertebesine erişen bir yapım olarak gösterilir. The Long Day’s Dying ile dikkat çeken sonrasında ise Tomorrow Never Dies ve The Earthling gibi filmleriyle adından söz ettiren Peter Collinson’ın yönettiği İtalyan İşi, baş rollerinde Michael Caine ve Noël Coward’ın bulunduğu, gerçek bir hikayeden uyarlanmayan bir suç filmi olarak dönemi için mihenk taşı görevi görmüştür diyebiliriz.
Karşı Pencere: Hayat o pencerenin dışında…
Yönetmenlikte Ferzan Özpetek’in, oyunculukta Giovanna Mezzogiorno, Raoul Bova, Massimo Girotti, Filippo Nigro ve Serra Yılmaz’ın ayrı ayrı harikalar yarattığı bir film “La Finestra Di Fronte (Karşı pencere). Filmde temel olarak iki hikaye anlatılıyor. Ancak güzellik, bu hikayelerin birbirine somut bir şekilde değil de, daha çok imgesel biçimde benzemesiyle başlıyor.
Sekreter: Hafif mazoşizm destanı…
Sekreter – Secretary’de otoriter bir patron ve baskıdan zevk alan hafif mazoşist bir sekreterin eğlenceli ilişkisi anlatılıyor. Filmin başrollerinde James Spader ve Maggie Gyllenhaal oynuyor. Lee Halloway Florida’daki ailesinin yanına dönen yirmili yaşlarda bir genç kızdır. Bir süre psikiyatrik tedavi de görmüş olan Lee Halloway eski okul arkadaşı Peter ile sıkıcı bir ilişkiyi sürdürmektedir. Genç kızın sıkıcı hayatı E. Edward Grey’in yanında sekreter olarak işe girmesiyle birden renklenecektir.