Türkiye’nin kredi notunun birkaç şirket tarafından ardarda artırılmasının sonrasında piyasalarda bahar havası beklentisi oluşmuştu. Beklentilere göre ülkeye giriş yapan yabancı sermayede artış olacak ve bu da amerikan Doları’nın fiyatını geriletecekti? Bunun karşısında dövizin ihracatı baltalamayacak oranlarda düşmesini engellemek için Merkez Bankası’nın ne gibi adımlar atacağı konuşuluyordu. Bu arada IMKB’nin ismi BİST olmuş ve 100.000 puan hedefleri konuşulmaya başlanmıştı.
Fakat beklenen gibi olmadı ve Amerikan Doları’nda hızlı bir yükseliş sürecine girildi. Parite 1.30 bandına yapışık hareket etmesine rağmen Türk Lirası gerek Dolar, gerekse Euro karşısında değer kaybetmeye başladı. İlk yorumlar Türkiye’nin not artışıyla beklentinin gerçekleştiği ve kar satışları yapıldığı yönünde oldu. Bundan sonra ülkenin doğrudan yabancı sermaye çekerek hızla büyüyeceği anlatıldı. Ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen İstanbul Borsası’nın düşüş eğilimi sürüyor.
Son gelen haberlere göre Merkez Bankası rezervlerinde de bir azalma var bu azalma ülkeden çıkan sıcak paraya bağlanıyor. Borsanın düşüşü ve Doların yükselişi uzmanlarca temelde gelişmiş piyasalardaki ve ABD’deki hareketlere bağlanıyor. Amerika Merkez Bankası FED’in parasal genişleme operasyonuna son vermese bile yakın bir zamanda genişlemeyi daraltacağı konuşuluyor. Amerikan ekonomisinin toparlanma sürecinde olduğu yönündeki açıklamalar ve beklentiler gelişmekte olan ülke piyasalarına satış getiriyor. Sadece Türk Lirası değil, Brezilya Reali başta olmak üzere gelişen piyasa paraları değer yitirmeye başladı.
Bir kısım uzmanlar ise Türkiye’nin faiz oranlarının da artık yabancılar için cazip olmaktan çıktığı yorumları yapıyor. Ekonomiyi yönetenlerin son olarak aldıkları kredili mevduat hesabı faiz oranlarını kredi akrtı faiz oranına bağlama yönündeki kararların da bankaları huzursuz ettiği söyleniyor. Borsa İstanbul bankacılık hisseleri önderliğinde yükselen bir borsa olma özelliği taşıyor. Yabancı yatırımcılar da daha çok karlı bankacılık hisselerine yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Bankacılık sektörünün karlarının azalacağı yönündeki beklentiler yabancı yatırımcıyı Türkiye dışında piyasalar aramaya itiyor. Bunun da borsa da satışlara ve Dolar talebine sebep olduğu söyleniyor.
Tüm bu gelişmeler başladığı sıralarda 1.79 civarında olan Dolar kurunun 1.88’i göreceği söyleniyordu. Bu beklenti kısa sürede gerçekleşti. Bundan sonra Euro Dolar paritesinin 1.30 sınırlarını zorlamaktan vazgeçip aşağıya kaymaya başlayacağı bugünlerde konuşulan diğer bir konu. Bunun gerçekleşmesi halinde paritenin 1.24 seviyelerini göreceği, bunun da Dolar TL kurunu 2.00 rakamının üstüne atacağı söyleniyor. 2014 yılı içinde dünyadaki para gelişen piyasalardan çıkarak ABD’ye yönlendiği takdirde paritenin Dolar lehine gelişmeye devam edeceği, bu nedenle Dolar TL kurunun 2.15 seviyelerini görebileceği iddia ediliyor. Bu durumun ithalatla büyüme modelini terk etmeye çalışan ve üretime ağırlık verme isteğinde olan ekonomi yönetiminin işine geleceği söyleniyor. Ancak böyle bir yönelişin enflasyon üzerinde bir miktar artış yönnüde baskı yapmasından korkuluyor.