Küçük Şarkı Evreni 2006
Sobe 2009
Kilit 2011
Aşk Notası 2011
Altın Aşk Vuruşu 2006
Bulimia Sokağı 2004
|
Star Gazetesi Söyleşisi
Benim için 'Aydilge çok sevimli bir kız' diyorlar
Aydilge üçüncü albümü Kilit’te Pink Floyd’un ses mühendisiyle çalıştı. Genç sanatçı Türkiye’de rock’ın başkaldırısıyla arabeskin ‘Bittim mahvoldum’ kabullenişinin karıştığını söylüyor.
Kilit Aydilge’nin üçüncü albümü. Yine sözlerin hepsini, müziklerin çoğunu yazmış. Kendi çekirdek ekibinin yanı sıra önem verdiği insanlarla çalışmış. Aydilge ile albümünü rock müziği ve bu alemde kadın olmayı konuştuk. İşte anlattıklarından satırbaşları...
• Rock ortamı çok cinsiyetçi. Rock’ta kadın müzisyenler de erkeksi oluyor. Erkek gibi kadın olduğun zaman rock piyasası benimsiyor seni. Benim için ‘Aydilge çok sevimli bir kız’ diyorlar.
• Çok fazla acı var ülkemizde. Rock’taki isyanla arabeskteki isyan birbirine karıştı. İkisi aslında farklı. Rock’taki isyan, üstüne gelene, dayatılana başkaldırıdır. Arabesk ise ‘Yandım, bittim, mahvoldum’ der ve kabullenir.
• Bizim ülkemizde ağır abi olmak, acıklı durmak çok moda. Akıllı adam diyorlar. Ama mutlu olan sanki hiçbir şeyin farkında olamaz, entelektüel olamaz. Alternatif olma noktası üzerinden prim yapıldığında bunun alternatifliği kalmaz.
• Çevreyle ilgilendim, kadına yönelik şiddetle ilgili de bir şey yapmak istiyorum ama yaptığım işlerin klişeleşmesinden korkuyorum. Bir konsere konuyla hiç ilgilenmeyen biri sırf adam toplamak için çağrıldığında onunla birlikte ben kirleniyorum.
• İnsan öldüğü zaman bir portre çıkar ya ortaya, ben o Aydilge’nin çok güzel bir kadın olmasını değil, anlamlı bakmasını isterim.
Blumianın romanını yazdı
Aydilge'nin Blumia Sokağı adında bir romanı var. Genç sanatçı yediklerini çıkartma olarak ortaya çıkan bu yeme bozukluğuyla tanışmasını şöyle anlatıyor: “Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunuyum. Cinsiyet araştırmaları dersinde hocamızın ilk sözü ‘Merhaba, ben blumiktim’ oldu. Çok güzel, sağlıklı deyince akla gelecek görünümde bir tip. Blumia kadının vücudu üzerine nasıl oyunlar oynandığını, kendimizi belirli kalıplara sokmak için ne ödünler verdiğimizi öyle güzel özetliyor ki. Reklamlarla falan aşılanan her neysek onun yetersiz olduğu ve tüketerek tamamlanabileceğimiz. Özgüven eksikliği, bedenine şiddet uygulama isteği oluşuyor. ”
Roman yazma süreci ise şöyle gelişmiş: “Üniversite birincisi olup ABD’ye burs kazandım. Yüksek lisans ve doktorayı birlikte veriyorlar, muhtemelen orada profesör olacağım. Hayatımı benim adıma çizdiler. Ben şöyle oldum: ‘İyi de ben edebiyat profesörü olmak istemiyorum ki.’ Sadece İstanbul’da müzik yapma şansımın olduğunu biliyordum. İstanbul’a geldim, tek kişiyi bile tanımıyorum. ‘Bari yüksek lisansa gireyim yoksa kafayı yiyeceğim’ dedim. Ve o boşlukta içimden Blumia Sokağı çıkıverdi. Romanı yazarken yurtdışından yazıştığım blumik kızlar vardı, o sırada biri öldü. Çok fena oldum. O da romanda var.”
Başkalarından aldığı miktarı istemedi tabii
ANDY Jackson Pink Floyd’dan sonra sadece David Gilmour’la çalışıyor. Aydilge “Pink Floyd’un müziğinde büyülü, sanki düşler alemindeymiş gibi bir his vardır, yer çekimi yok gibidir ya. İşte Andy Jackson’ın eseri o. Beş şarkının onun analog stüdyosunda kaydedildi.”
Aydilge’nin Jackson’la tanışması da ilginç: “David Gilmour’ın değişik ses tonlarına, değişik yorumlara merakı var. Arkadaşım onun stüdyosunda asistanlık yapıyordu. ‘Birkaç parçayı yolluyorum, bakalım ne diyecek’ dedi. Ben hep ‘Hayallerinizi kovalayın’ derim, şarkılarda da söylerim bunu. Kendi kendime dedim ki ‘Bunları diyorsun, bir yandan da ‘Koskoca müzisyen ilgilenir mi’ diyorsun. ‘Yolla’ dedim. Tabii onun istediği rakamları karşılamam imkansız. Ama o her şeyin farkında biri olduğu için bu işi kabul etti.”
Söyleşi: Ayşe Düzkan
Diğer Söyleşiler
Milliyet Cadde söyleşisi: Rock söyleyen cici bir kızım
Powertürk söyleşisi: Hayat her zaman kırılması gereken kilitlerle dolu...
Akşam Gazetesi söyleşisi: Kilit kırmayı ve kelepçe çözmeyi seven bir müzisyen...
Hürriyet Kelebek söyleşisi: Sahneye çıktığımda kafayı yiyorum
Tempo Dergisi söyleşisi: `Bulimia Sokağı'nın kahramanı yemek bağımlısı
E-Kolay.Net söyleşisi: Aşk İyileştirir
Form Sante söyleşisi: 90-60-90'lık Cehennem
Radikal söyleşisi: Oh be! Böyle insanlar da varmış!
Rock in Rock söyleşisi: Bir merhabanın ardındaki birikmişlik...
Netbul söyleşisi: Korkmayın girin Küçük Şarkı Evreni'ne...
Siyahperde.Net söyleşisi: Rock star olmayı canım istemiyor
Akşam söyleşisi: Bu kültür hepimizi bir şeye bağımlı yapıyor
Zaman söyleşisi: Rock söylemek için ille de böğürmek gerekmiyor
Akademi Bülteni söyleşisi: Popüler olmak umurumda değil...
|